İNTİKAM


Beğenmediğim sonu, siler baştan yazarım.
Twitter: @iremkucukcongar

5 Ocak 2020 Pazar

Çocukluğum ve Big Big World

               
Çocukken korku nedir bilmezdik. Duyguları tecrübelerimiz neticesinde bünyemizde barındırdığımıza neredeyse eminim. Köpeklerle oyun oynayarak büyüyen bir çocuğun hayvanlardan ürkmemesi bunun zıttı koşullarda büyüyen bir diğer çocuğun ise muhtemel ki hayvanları görünce sokak değiştirmesi bahsettiğim durumun ana sonuçlarını doğuruyor. Ben çocukluğumda kendimi, benimle aynı yaşta olan, telsim reklamıyla belli etmişim. Öyle ki bu reklama her denk geldiğimde başka hiçbir şey yapmadan reklamı müziğin ritmine uygun hareketlerle izler hatta uyuyor durumdaysam işitince uyanır ayaklarımı sallarmışım bu olay reklam çıkınca herkesin irem uyanmasın ithamlarıyla evde koşuşturup televizyonun sesini kısmalarına sebep olurmuş tabi. Yıllar sonra denk gelip tekrar izlediğim bu reklamın benim hayatımdaki etkisini fark ettim. Hatta beni oluşturduğunu dersem daha doğru olur. Fazlaca görüntüyle birleştirilmiş ana başlıklar var reklamda. Ve o başlıkların altını ben dolduruyorum.
-Dilediği kadar mutlu
Ben umursamamayı ve istersem çok takılmadan beni üzen şeylere çok hüzünlüysem bile mutlu davranmaya fazla elverişli bir insanım. Canımı içimden çıkarmaya çalışsalar bile istersem gülerim. Dilediğim kadar mutluyum.
-Dilediği kadar özgür
Ben beni onu yapma bunu yapma aman millet ne der senin hakkında sonra söylemleriyle kısıtlasalar bile bunları göz ardı edip aklına her koyduğunu yapabilen bir insanım. Gerek toplum, gerek kan bağı beni engellemez. Ama her zaman işimi sağlama alıp mutlaka her hareketimden herkesi haberdar ederim.
-dilediği kadar prestijli
Ben kariyer manyağıyım sanırım. Evet tam anlamıyla kendimi ifade edebilmem için en doğru cümle bu “kariyer manyaklığı”. Üstüne üstlük kesinlikle tek bir işte değil. Yeteneklerimin açtığı yolları ve lisans eğitimimin bana öğrettiklerini birbiriyle gerek kesiştirip gerek ayrıştırarak her şeyi yapmaya, her şeyi öğrenmeye, ben hallederim demeye fazlasıyla meyilliyim.
-Dilediği kadar cesur
Cesaret ve özgürlük arasındaki derin farkı bildiğimden cesaretimden ne çok şey eksik söylemeden geçersem ayıp etmiş olurum sanırım. Hiç cesur bir karakterim yoktur benim. Olayların doğuracağı sonuçlar konusunda aşırı karamsar bir tavır sergilediğimden genellikle korkularımı yatıştıramam ve vazgeçmeye daha elverişli olurum.
-Dilediği kadar yalnız
İşte bu benim sayın telsim reklamını yapanlar ve emeği geçenler! Ben çok kalabalık gözüken çevremin içinde dilediğim kadar yalnız olmayı hep sevdim. Hep başardım. Bazı dönemlerde yalnızlık beni okyanus altının ışık değmeyen karanlığı kadar korkutsa nefesimi kesse de uzunca bir süredir istersem okyanusa dalmayacağımı sadece üzerindeki suyun yansımasından kendimi izleyebileceğimi farkındayım. O yüzden dilediğim kadar yalnızım ve bence bu da özgürlüğün temelleşmiş şekli
-Dilediği kadar şanslı
Her ne kadar şanssız bir insan olsam da denk geldiğim insanların yakasını bırakmamayı ve olayları kendi isteklerime göre yoğurmayı öğrendiğimden beri hamurumda eksik olan şans parçasını son zamanlarda var oluşuma ekliyorum. Öyle ki artık gerçek işlerle uğraşıp beynimi yeteneklerimle istediğim gibi doldurmaya başladım. Bu doluluk o kadar güzel ki işlerimden düşünmeye bile fırsatım olmuyor. Hayatta başarıya çaba sarf etmeden ulaşabilmiş, emek ve yorgunluk nedir bilmeden hep birileri elini tutmuş insanların dışında bir yerlerde varlığımı kanıtlamaya çalıştığımdan zihinsel yorgunluk ve üretkenlik kolay olmadığı halde beni mutsuz etmez. Aksine hayatın her saniyesini verimli harcadığımı düşündüğümden beni mest eder. O yüzden düşünmeye fırsatımın kalmayacağı bu yoğun dönemin tarifini yazabileceğim kelimeler lügatımda yok. Zihnimin içinde bu olayın imgesi sonbahar hazalı gibidir.
Ana kategorilere ayrılmış güzel günler, iyi iletişim vadeden telsim reklamı arkasındaki big big World şarkısıyla bize bunları sunmuş yirmi yıl önce. Ve o reklamdan sadece birkaç ay evvel doğmuş ben, daha küçücükken dünyanın ne kadar büyük olduğunu hemen kavramış olacağım ki son derece temkinli ve ilgili davranmışım bu reklama. Reklamda geçen başlıklar ileride karakterimin tanımını yapacakmış meğer. Nasıl bir etkiyse bu… reklamdaki kız çocuğunun salıncakta sallanması mı ilgimi çekiyordu acaba? Her ne ilgimi çektiyse çekti. Sonuç olarak o reklam benim, ben o reklamım yahu. Daha ne olsun? Uyanmamam için televizyonun sesini kıssalar da televizyonu kapatmış olsalar da çok güzel büyümüşüm vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çok farklı bakış açıların var :)