İNTİKAM


Beğenmediğim sonu, siler baştan yazarım.
Twitter: @iremkucukcongar

3 Ekim 2012 Çarşamba

İyiliğin Kötülük Olduğu Yerdeyim Şimdi

           Çoktan oyuncak etmiş insanları kötülük. Balmumundan heykel gibi insanlar, eriyip gitmeyi bekliyorlar, istiyorlar. Oradayım şimdi...
      Ancak kötülüğün yanında konuşabiliyorum geçmişe. İyinin yanında olursam çünkü ölürüm biliyorum. Bilim-kurguların kurgusuzluğuna yanıyorum şimdi. Teknoloji gelişimiymiş.. kötülük gelişmiş burada. Kocaman bir balon halinde saf, bembeyaz, tertemiz bir beyaz halinde büyümüş, büyüyor kötülük. Atmosferi içine alan bir balon haline geliyor. Üflüyor biri farkındayım nefessizliğiyle şişiriyor balonu.
    Oradayım şimdi...
  Hava satan bir sokak satıcısının yanında. Pazarlık yapıyor, havasızlıktan konuşamayan bir insanla. Öleceğini anlayan zavallının cebinde kuruş bırakmıyor. Haklı aslında bir gün daha yaşama hakkı tanıyor O'na. Parası olmayan caddelerde can çekişiyor. Su savaşından korkardım hep hiç aklıma gelmemiş hava savaşı.
    Oradayım şimdi...
  Havadaki zehri  temizleyemeyen ağacın yanında. Boynu bükük kalmış, dökmüş yazın ortasına yapraklarını. Çıplak duruyor karşımda bomboş. Çelimsiz bir ağaç, çelimsiz ağaçlar. İki ağaç koskoca şehir de. Onlar da zehirle beslenen birer hasta artık.
    Oradayım şimdi...
  Kuşlardan kaçıldığı yerdeyim. Pisliklerinden değil. Havasızlıktan nefessiz kalıp parçalanan, kanat çırpabilecek yeri olmadığından yere düşen milyonlarca kuştan sadece birine bakabiliyorum. Gökyüzünün parçalı bulutu gibi O'da.
    Buradayım şimdi...
  Dünya'dayım. Benim biricik Dünya'mlayım. Eminim aslında yıllar öncesinden gelselerdi buraya kaçmışlardır, korkmuşlardır benim gibi. Biliyorum yapılan planı siyah yeterince kirlendi diyor birileri sıra beyazı kirletmekte.
Eroin o yüzden beyaz belki de. Beyazın saflığı, dostluğu yanıltıyor bunca insanı.
     Kabuğundan çıkmaya davet edersek saklanan insanları, gösterebileceğiz gerçekleri. Kabuğundan çıksınlar yeter. Aydınlıkla yüz yüze getirmeyeceğim ki. Kuma sokacağım başlarını. Nefessiz kalmak neymiş, bilmeliler artık. Biraz daha çıkmazlarsa çünkü betonlardan kum bulamayacağım, zehirden hava bulamayacağım gibi. Pişmanlık duymasınlar diye söylüyorum. Gözyaşıyla sulanan betonlar çiçek açmayacak!

2 yorum:

  1. beton.. ne kadar da sağlam duruyor değil mi..? ne kadar yıkılmaz..! ne kadar kırılmaz..! Adı üstünde.. beton işte...!
    Oysa ki doğanın, yeşilin gücüne karşı koyamaz beton bile... Belki uzun uzun yıllar gerekir doğanın bunu başarabilmesi için.. Ama başarır... Parçalayıp betonu, çıkarıverir yeni filizlerini beton parçalarının arasından gökyüzüne doğru.. O yüzden "umut" vardır, "sabır" vardır mizacımızda...Bir gün gökyüzüne doğru yeni bir filiz verebilmek için, tüm var gücümüzle, kabuğumuzu kırmaya çalışmak gerekir ne yazık ki..sadece umuda ihtiyacımız vardır.. Farkında bile olmadan.. her yeni güne uyanmamızın sebebidir umut..
    Ve aslında, hiç bir insan,hiç bir zaman kaybetmez umudunu... ;)

    YanıtlaSil
  2. umut, umut iyi güzel de sonsuz biraz sanki... bitmek tükenmek bilmeyen bir duygu gibi sadece.. oysaki değil... değil mi? umut olmasa yaşanamaz bu dünya. Tüm kötülüklerle beraber doğmuş umut. İyi şeyler varken gerek yokmuş umuda, umut edilecek bir şey yokmuş zaten. Ama ya şimdi? Umutsuz yaşayamaz oldu insanlar. Kötülükle beraber büyümüş insan bedenlerindeki umutlar. Eskiden yokken kötülük sevgi varmış... Şimdi ise bir gün sevmenin ne olduğunu öğrenmek için umut eden insanlar var. Öfkeliyim biraz umuda... ona gerek olmadığı zamanlar kötülüğün olmadığı zamanlar çünkü.

    YanıtlaSil

çok farklı bakış açıların var :)