Klasikleşen tüm tasarıları beynimden silmeye karar verdim bugün. Yeni bir ben olma yolunda emin adımlarla yürüyorum artık.
Özgür olan düşüncelerimi elimde tutmayacağım... salıvereceğim aksine, benden en uzak yerlere gitmelerini izleyeceğim.
Tamamen özgürleştiriyorum kendimi. Kendi benliğimi bedenime yansıtıyorum. Gülüşlerim hınzır artık! Hayatın acımasızlığını yerle bir etmenin sevincinde.
Hata yapmadan! Kırmadan kimseyi.. özgür yüreğimle karşınızdayım işte.
Bundan sonra ancak ben susturabilirim kendimi. Bana sözünü geçirmeye çalışansa.. kalıverir arkamda öylece.
Ağlamalarım, hıçkırıklarım.. sadece bana bundan sonra. İlgilendirmiyor kimseyi. İnandırmak, susturmak çabasında da değilim artık etrafı. Geleceğim, özgürlüğüm ve ben! Üç kişilik ufacık bir yuva kuracağım kendi bedenimde. Yazıların arasında, kalemlerin ucunda kalmayacak öfkem.
Mutluluk yoluna uygun adımlarla gidiyorum. Yoluma çıkacak tüm engelleri yenebilecek gücü kendimde bulabilmenin, gözlerime yansımasını seviyorum. Parlak ve yeni kalbimin saflığıyla sarmalanıyorum.
Umursamaz tavırlarla nasıl yenileceğini biliyorum, insanların. En zayıf noktası bu çünkü insanoğlunun
Teşekkürler Canan Tan..
Teşekkürler Piraye... Beni özgürlüğüme kavuşturduğun için minnettarım sana. Yaptığın hatalara düşmemeyi göz önüne aldım, senin yolunda ilerlemeye karar verirken. Beni bana anlattın... Kendini anlatırken, kendini tanıtırken beni de bana hatırlattın. Özgür düşünceye sahip, sol görüşlü, asla boyun eğmez genç bir kız. Hayallerimin gençliğiydi hayatın.. Ta kii.. çocuklu bir kadın olana kadar. Sana da zamanında ters gelen bu olay bana da şimdi ters geliyor işte. Evlilikle kendimi dizginlemek mizacıma haksızlık. Üzücü sonun şokunu atlattıktan sonra ortak noktalarımızdaki ironiye saatlerce güldüğümü anımsıyorum. Seni tamamen Nazım Hikmet'in Piraye'si olarak düşünürken ilk defa inanılmaz derecede bir şeye istek duyuyorum. Keşke Piraye... Keşke gerçek olsaydın.