Ne gelmedi ki? :)
http://kitaptelvesi.blogspot.com/ ile eşleşmiştim :) neyse ki eşleşmişim.. En sevdiğim kitaplarla bir sürü şey geldi :) dolu dolu bir kutunun ardından bu kadar çok şeye sahip oldum... Özellikle de kitaplarr... fazla söze gerek yok! çok teşekkürlerrr Merve ablacımm :) Aramızda bir sürü yaş farkı var tabii...
İNTİKAM
Beğenmediğim sonu, siler baştan yazarım.
Twitter: @iremkucukcongar
22 Ağustos 2012 Çarşamba
17 Ağustos 2012 Cuma
Sus ve Otur
''Sus ve otur ''.Vazgeçmek kolay gelir bazen insana. Atıp tutmak kolaydır. Daha dün olursa şunu yaparım deyip kendini avuttuğun.. bugün olursa hiçbir şey yapamıyorsun işte. Bir darbe ve sen yerdesin yine. Bağır! sonsuza kadar bağır duyar belki biri sesini. Ayağa kalk dikil darbe karşısında yeter de artık yeter yapacağım dün dediğimi anladın mı git artık! Olmaz kalkmasaydın keşke başından kanlar boşaldı duvara. Tekrar kalk koş koşabildiğin yere kadar kaç arkana bakmadan. Olmadı değil mi yine tek yapabildiğin yerde gözlerini açtığın. Koş kapıları kilitle hayır asla yapma kapıyı kırar sonra geriye kalan parçalarla seni. Git uzaklaş ara polisi! hayır olmaz. Al o zaman eline bıçağı öldür karşındakini nefsi müdafa der çekilirsin kenara! olmaz işte olamaz bıçaklar çok uzak bana. Vazo yok etrafta her şey ona göre dizilmiş sanki AH! bir darbe daha. Kan kusmaya başlayacağından korkup ağzına tut elini! Ağlama sakın biraz düğümlensin boğazında bir şey olmaz. Sus.. sıkı sıkı sarıl sessizliğine. Gül delirt onu gül! alaycı bak, alaycı gül. Mutlaka kendisi getirecek bıçağı.. yok olmadı gitti. Vurdu, vurdu, saçlarından yerlerde sürekledi, tüm duvarlara başını çarptı da öyle gitti. Bayram da yaklaştı yüzündeki parmak izlerini mi öpeceksin? yo, hayır. Sana vuran elleri öpeceksin büyük bir sevecenlikle. Keşke sussaydın da otursaydın sadece.
Nerede çikolataların?
Nerede çikolataların?
13 Ağustos 2012 Pazartesi
Kitaplaşma etkinliklerinin güzel sonuçları :)
Her şeyden bir tutam'ın kitap çekilişinde...
Kozmetik bir aşktır ( http://blackbutterfly-busraaaa.blogspot.com) ile eşleştim ve bugün hediyelerime kavuştum :) Teşekkür ederim çok mutlu oldum :)
Ben de onaa... http://blackbutterfly-busraaaa.blogspot.com/2012/08/kitaplastk-biz-d.html bunları gönderdimmm :)
11 Ağustos 2012 Cumartesi
Evren Bir Şeyleri Unutmuş Gibi..
Her inişin bir çıkışı var deyip avuttular bizi. Ağrılarımızı dindirip, düşüncelerimizi savurdular beynimizden. Bugün de yine düşünürken ''nasıl olsa her inişin bir çıkışı vardır bulunur bir yol'' diye... İçimi ürperten bir soru geldi aklıma. Her çıkışın da bir inişi varsa dedim büyük bir korkuyla. Zirve de kalınamamasının sebebi buysa. Her inişin bir çıkışı vardır demelerinin asıl nedeni her çıkışın bir inişi olduğuysa.. Korkunç! İçimi rahatlatmayı beklerken daha da korktum. İndik, tamam! Çıktık, ona da tamam! Ama tekrar inersek çıkmalı inmeli bir grafik çizersek diye devam edemedim. Geleceğimle ilgili hayallerim ve beklentilerim okyanusun dibine daldı. Çıkmadılar hala çıkamadılar. İnsanlar birbirlerini avuturken bir şeyi düşünmeyi unutmuşlar sanki. Bu kadar çok inen eğer tekrar çıkarsa çıktıkları yerden düşmeleri de o kadar kolay olur. O kadar insan orada barınamaz. Sözü yalanlamıyorum sadece çıkışların ardında da bir inişin olabileceğinden söz ediyorum.
İnandığım şeylere neden inandığımı sorgularken (yine). Bir son daha buldum. Her şeyi gözden geçirdim, genel olarak herkesi gizlice inceledim. Dünya'nın bir patlama sonucu parçalardan oluştuğu ana kadar başa gittim. Ardından derisi toprak, babası maymun olan insanların oluşumuna baktım. Sonra da bunların hepsinin sonuna. Dünya patlama sonucu parçalardan oluşurken, patlama sonucu parçalanarak yok olacak. İnsanların derisi toprak olduğu halde sonları yine toprağın sindirmesiyle oluyor. Yani her şey bir zamanlar kendinden alıp bize vermiş. Vermiş ama sonra tekrar kendilerini istiyorlar. Evren parçalarını geri istiyor, topraksa derilerini. İlk insanlar maymunun evrim geçirmesiyle oluşmuş, bilirsiniz. Ben de bir düşündüm ve insanların bu kadar insanlıktan çıkmalarının bir sebebinin olduğuna kanaat getirdim. Maymunlar, bir zamanlar insan olmuş yavrularını geri istiyor. Yani son insanlar, ataları yüzünden maymun olarak ölebilirler.
İnandığım şeylere neden inandığımı sorgularken (yine). Bir son daha buldum. Her şeyi gözden geçirdim, genel olarak herkesi gizlice inceledim. Dünya'nın bir patlama sonucu parçalardan oluştuğu ana kadar başa gittim. Ardından derisi toprak, babası maymun olan insanların oluşumuna baktım. Sonra da bunların hepsinin sonuna. Dünya patlama sonucu parçalardan oluşurken, patlama sonucu parçalanarak yok olacak. İnsanların derisi toprak olduğu halde sonları yine toprağın sindirmesiyle oluyor. Yani her şey bir zamanlar kendinden alıp bize vermiş. Vermiş ama sonra tekrar kendilerini istiyorlar. Evren parçalarını geri istiyor, topraksa derilerini. İlk insanlar maymunun evrim geçirmesiyle oluşmuş, bilirsiniz. Ben de bir düşündüm ve insanların bu kadar insanlıktan çıkmalarının bir sebebinin olduğuna kanaat getirdim. Maymunlar, bir zamanlar insan olmuş yavrularını geri istiyor. Yani son insanlar, ataları yüzünden maymun olarak ölebilirler.
2 Ağustos 2012 Perşembe
Mezara Yatmadan Nefessiz Kaldım
İstiyorumm.. hafızamı kaybetmek. Baştan yaşamak.
Evet istiyorum sadece istiyorum. Onların gerçekleşmesi için bir girişimim yok ... ah! olmasın da zaten. Olsa da boşuna. İstemekle olmuyor ne akla hizmetse. İsteme! İsteme! Sana sunulan hayatı sesini çıkarmadan yaşa. YAŞA? yaşamak mı? ben mi? evet işte bu çok komikti. Ben ve yaşamak.. Sayın okuyucularım oradan yaşıyormuş gibi gözüküyor muyum? ben aynada henüz kendimi göremedim ama siz görebiliyor musunuz? var mıyım? cevap versin biri yaşıyor muyum? hayat bu mu? tek bir kişi söylesin. Nasıl bir yaşamak bu.. veya da yaşayamamak.. kendime de kızıyorum aslında yaşayabilmek için hiçbir şey yapmıyorum, yapamıyorum. elimden gelmiyor yemin ederim. Böyle yaşadıktan sonra yeniden doğuş istemiyorum. Yeniden doğmak saçma çünkü. Daha önce toprağın altına gömülmeden, nefessiz kaldıysan bir daha niye yaşamak isteyesin ki? İstemiyorum vazgeçtim. Yeniden yaşamak, hep yaşamak istemiyorum. Yarın ölmek istiyorum.. hayır yarını bekleyemem bugün şu dakika ölmek istiyorum. Nefes alamıyorum anlasınlar beni. Nefes alacak yerim yok! Bir kafesin içindeyim camı bile yok! İnanın... Yardım edin bana. Hayattan bir saniye uzaklaşmak istiyorum artık yeter. Etrafımdaki insanlar bağırdıkça can çekişiyorum burada sonunda ölümü olmayan ölüm sancım var. Sancımdan kıvranıyorum herkes bakıyor sadece donuk gözlerle.. herkes bir şey yaşamış çünkü gülen yok. Tek bir insan bile öylesine güleyim demiyor. Ben de demiyorum ama sırıtıyorum hep. Bakmayın benim buradaki yazdıklarıma.. Dışarı da çok mutluyum. Yani resimlerim öyle gülüyorum hep. Yazdıklarım içim çünkü dışımında tam zıttı, tek bir noktası uyuşmuyor. İçim dışım farklı. İçi neyse dışı da o derler ya.. AH!! onu diyenler ne sahtekarlar. Kimin içi dışı birdir ki. Dışındann gülenin içinin gülmesi şart mı? Hayır. Ama içi gülenin dışı gülmeli o rol olur çünkü insanları kandırmaktır o. Sinsiliktir o, aptallıktır. Başkalarını suçlamaya başladım yine ama sadece yazarsam kendimi suçlarım, ne kadar gereksiz olduğumu bir kez daha kendime gösteririm. Gereksizlik hissinden çok bıktım artık gereklilik istiyorum hayatımda. Kendimden bıkmak istemiyorum. Her gün 'BEN, BEN OLMAKTAN ÇOK SIKILDIM'' diye ortada dolanmak çok saçma. Cümle bile saçma. Virgül olmadığı sürece kekeme sanıyorlar. Her neyse yine çok saçmaladım..
Evet istiyorum sadece istiyorum. Onların gerçekleşmesi için bir girişimim yok ... ah! olmasın da zaten. Olsa da boşuna. İstemekle olmuyor ne akla hizmetse. İsteme! İsteme! Sana sunulan hayatı sesini çıkarmadan yaşa. YAŞA? yaşamak mı? ben mi? evet işte bu çok komikti. Ben ve yaşamak.. Sayın okuyucularım oradan yaşıyormuş gibi gözüküyor muyum? ben aynada henüz kendimi göremedim ama siz görebiliyor musunuz? var mıyım? cevap versin biri yaşıyor muyum? hayat bu mu? tek bir kişi söylesin. Nasıl bir yaşamak bu.. veya da yaşayamamak.. kendime de kızıyorum aslında yaşayabilmek için hiçbir şey yapmıyorum, yapamıyorum. elimden gelmiyor yemin ederim. Böyle yaşadıktan sonra yeniden doğuş istemiyorum. Yeniden doğmak saçma çünkü. Daha önce toprağın altına gömülmeden, nefessiz kaldıysan bir daha niye yaşamak isteyesin ki? İstemiyorum vazgeçtim. Yeniden yaşamak, hep yaşamak istemiyorum. Yarın ölmek istiyorum.. hayır yarını bekleyemem bugün şu dakika ölmek istiyorum. Nefes alamıyorum anlasınlar beni. Nefes alacak yerim yok! Bir kafesin içindeyim camı bile yok! İnanın... Yardım edin bana. Hayattan bir saniye uzaklaşmak istiyorum artık yeter. Etrafımdaki insanlar bağırdıkça can çekişiyorum burada sonunda ölümü olmayan ölüm sancım var. Sancımdan kıvranıyorum herkes bakıyor sadece donuk gözlerle.. herkes bir şey yaşamış çünkü gülen yok. Tek bir insan bile öylesine güleyim demiyor. Ben de demiyorum ama sırıtıyorum hep. Bakmayın benim buradaki yazdıklarıma.. Dışarı da çok mutluyum. Yani resimlerim öyle gülüyorum hep. Yazdıklarım içim çünkü dışımında tam zıttı, tek bir noktası uyuşmuyor. İçim dışım farklı. İçi neyse dışı da o derler ya.. AH!! onu diyenler ne sahtekarlar. Kimin içi dışı birdir ki. Dışındann gülenin içinin gülmesi şart mı? Hayır. Ama içi gülenin dışı gülmeli o rol olur çünkü insanları kandırmaktır o. Sinsiliktir o, aptallıktır. Başkalarını suçlamaya başladım yine ama sadece yazarsam kendimi suçlarım, ne kadar gereksiz olduğumu bir kez daha kendime gösteririm. Gereksizlik hissinden çok bıktım artık gereklilik istiyorum hayatımda. Kendimden bıkmak istemiyorum. Her gün 'BEN, BEN OLMAKTAN ÇOK SIKILDIM'' diye ortada dolanmak çok saçma. Cümle bile saçma. Virgül olmadığı sürece kekeme sanıyorlar. Her neyse yine çok saçmaladım..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)