İNTİKAM


Beğenmediğim sonu, siler baştan yazarım.
Twitter: @iremkucukcongar

30 Mayıs 2012 Çarşamba

KAPALI KAPILAR..


               Keşke bana sorsalardı  kapıları kapatırken. Sorsalardı söylerdim çünkü karanlıktan korktuğumu, sorsalardı söylerdim kapalı kapılardan nefret ederken o kapının ardında yaşayamayacağımı. Ama sormadılar, kapattılar(hem ışıkları, hem kapıları ), mahkum ettiler beni orada yaşamaya. Karanlıkta kendimi göremezken sabah olmasını beklerdim o oda da. Saatler geçtiği halde sabah olmayınca anlardım pencerenin bile olmadığını. Bir çıkış yolu arardım saatlerce yoktu tabii. Kapıyı da kilitlemişlerdi ve beni mahkum etmişlerdi oraya. Ellerime zincir bağlamış ayaklarımdaki zincirlerle birleştirmişler, ayağa bile kalkmama izin vermemişler. Git gide çürüdüm içten içe yandım, hayatımı sömürmelerini ses çıkaramadan izledim. Başrol değilsen izlemesi eğlenceli bir hayat. Güzel kurgu, yetenekli senarist. Ama dediğim gibi başrol olmak çok zor yani o kadar yetenekli bir oyuncu bulamazsın. Bu yüzden film değil de hayat dediler zaten. O karaktere bürünmek bu kadar zorken ben bana sormadan yazılan senaryonun başrolü olmuştum. Üstelik  etrafta kameralar, kestik veya motor diye bağıran yönetmenler yoktu. Olsalardı da göremezdim zaten o karanlıkta. Aslında değeri olan ender şeylerden ; karanlık. Baksanıza ışıklar kapınınca yalnızlık bile çok kolay gizleniyor, zincir seslerinin arasında.